Bilimkurgu kitapları ile yeni yeni tanışıyorum denebilir. Bugüne kadar okuduğum her kitabı fikir dünyamı inşa etmek için okuyordum. Bunda tabii ki yüzde yüz başarılı olmuş ya da bu süreci bitirmiş değilim. Yine, okuduğum kitapların fikir dünyamı şekillendirmesine dikkat ediyorum. Ama sürekli aynı istikamette yürümemek adına, araya bazı kitaplar aldığım doğrudur. Ursula K. Le Guin ile tanışmam 2017 senesinde gerçekleşti. Fantastik edebiyatın sağlam eserlerinden birisi olan Yerdeniz (Earthsea) ile başladım Ursula K. Le Guin macerama. Hemen ardından Mülksüzler’i okudum. Anarşiye bakış açısı ile hayranlığımı kazanan Le Guin, bu sefer de Rüyanın Öte Yakası ile hayranlığımı pekiştirdi. Bilimkurgu adına yeterince doyurucu ve altmetinde sunduklarıyla zihin açan Rüyanın Öte Yakası, Le Guin’in 1971 yılında çıkardığı bir eser.
Kitap Analizi
I Have A Dream! Rüyanın Öte Yakası
Kitabın içeriğine geçmeden konusunu hafif bir şekilde anlatmak isterim. Rüyanın Öte Yakası, gördüğü rüyalar ile gerçek dünyayı değiştiren ve bundan oldukça rahatsız olan George Orr ve onun terapisti William Haber’in başından geçenleri anlatıyor. Le Guin, belki de göndermeli isimler seçerek ütopya/distopya ve iletişim konularına değinmek istemiştir bilemiyoruz lakin ana karakterlerin ve yaşadıklarının muhabesini tuttuğumuzda elimizde sağlam fikirler kalıyor.
Rüyanın Öte Yakası, bir bilimkurgu olarak bizlere gelse de aslında çok sağlam bir psikolojik gerilimdir diyebilirim. Psikolojinin ve insan doğasının derinliklerine daldıran nice cümlesi ve çok sağlam bir olay örgüsü mevcut. Öyle ki, kitap içerisinde farklı farklı dünyalar yaşıyor ve her birinde farklı şeyler düşünerek kahramanımız George Orr’a üzülüyoruz.
Bu kısım kitapla ilgili spoiler bilgi içerir
Kitabın derinlemesine analizini de yapmak gerekirse, George Orr, kendi halinde, çöküş dönemi yaşamış bir dünyanın zayıf mensuplarından birisidir. Yaşı geçkin olmamasına rağmen sıradan insan tipinden bile daha aşağıda olması onu hiçbir anlamda çekici kılmamaktadır. Ama Orr, farkına varınca dehşete düştüğü bir özelliğe sahiptir. Gördüğü rüyalar gerçek dünyayı değiştirmektedir. Bunu keşfetmesi ise tatsız bir olayla gerçekleşmiştir. Bunu biz kitabın ilk kısmında, terapisti William Haber’a anlatırken öğreniyoruz. Orr, yaşadığı dünyada sınırlı imkanlarla geçinen her insan gibi birçok şeye erişim kısıtlaması bulunan bir insandır. Ama gördüğü rüyalardan kurtulmak ve gerçekliği değiştirmesini engellemek için kendini ilaçlara vermiştir. Kullandığı ilaçlar kendisine yetmedikçe ve eczane kartı da kısıtlama noktasına gelince başkalarının kartlarını kullanmaya başlamış ve kendisini hastanede bulmuştur. Durumu anlattığında Orr’u Haber’a yönlendirirler ve gönüllü terapi almasını isterler. Olaylar da bundan sonra başlar.
Haber, Orr’a yardım etmek isterken Orr’un “yeteneğinin” farkına varır. Diğer insanlar gerçekliği sorgulamazken o değişime bire bir şahit olmuştur çünkü. Kendisinin geliştirdiği ve Artırıcı adını verdiği bir elektronik aletle Orr’un rüyalarını kontrol etmeye başlar. İlk rüyasında Orr, Haber’ın ofisindeki duvar resmini değiştirir ve Haber buna şahit olur. Bundan sonraki her seansta ise Orr, bazı rüyalar görerek gerçek dünyayı şekillendirmeye başlar. Haber, iyi niyetle de olsa bazı rüyaları telkin ettikçe gerçekliği değiştirmektedir ve bunu bir amaç uğruna kullanmaya karar verir. İlk yaptığı şeylerden birisi de kendisini enstitü başkanı yapmak olur. Daha sonra durumun ciddiyetini gören Orr, bu işi bir avukata aktarıp Haber’a engel olmak ister. Avukat Heather Lelache, Orr ile bir seansa katılır ve değişime kendisi de şahit olur. Bunun ise yasal olarak bir cezaya sebep olamayacağını ama bir şekilde durdurulması gerektiğini sonraki gün Orr’a anlatır. Orr ile buluşma ayarlar ve her şeyi konuşmak ister. Ama Orr, buluşmadan önceki seansta dünyayı yine değiştirmiştir.
Haber, sürekli olarak Orr’a yeni bir dünya oluşturtmaktadır. Kimi rüya telkinleri başarılı olurken kimisi de ters tepebilmektedir. Dünya barışını isteyen Haber, Orr’a dünya barışından bahseder ama o barışı bambaşka bir şekilde getirir. Durumun ciddiyetini gören ve her şeye şahit olan Heather ise basit bir hipnoz ile dünyaya barışı getiren uzaylıları kovmak ister, “uzaylılar Ay’da olmasın” diye telkinde bulunur ama Orr onları dünyaya indirir.
Her “etkili rüya”da Orr dünyada bir değişikliğe sebep olmaktadır ve artık bundan kurtulmak istemektedir. Son seansa, değişen dünyada eşi olan Heather ile katılır ve Haber, Orr’dan bu yetiyi alıp kendisine kullanmak üzere cihazına aktarır. Orr, bundan kurtulduğu için mutludur ama bir şeyi hesap edemez. Haber bu işi kötü bir rüya görerek başlatmıştır ve dünya içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir. İşin ilginç yanı ise herkes bunun farkındadır. Daha birkaç dakika önce Haber’ın yanında olan Orr ve Heather hemen ofise koşmaya başlarlar. Orr, sevdiği eşini geride bırakarak Haber’a ulaşır ve Artırıcıyı işin yarısında kapatır. Büyük yıkım durur ama Haber beyninden olur.
Kısa bir özet mahiyetindeki yukarıdaki bilgilere ek olarak, kitabın anlatmak istediği en önemli şeyin sebepler dairesinin insanın iradesinin çok üstünde bir şey olduğunu görebiliriz. Neyin nasıl sonuçlanacağını, insanların iletişimde, ister rüya olsun ister gerçek hayat, neyi nasıl anladıklarını kendilerine göre yorumladıklarını da çıkarabiliriz aslında. Haber’ın iyi niyetle telkin ettiği şeylerin beyin tarafından nasıl yorumlanıp neye sebep olduğunu görebiliriz. Bir tarafta da “yönetme” iştahının “tek adamlık” hayalinin ve “nefis” denilen yapının insana neler yaptırabildiğini de anlayabiliriz.
George Orr, sıradan bir insandır ve böyle bir gücü istememektedir. William Haber “okumuş” bir insan olarak dünyayı değiştirmek istemektedir ama çuvallamaktadır. Biz, kitabın her sayfasında bu çatışmaya ve psikolojik denklemlere şahit olup çıkarımlar yapabiliriz. İnsanın bir şeyi düzeltmeye çalışırken nasıl her şeyi bozabildiğine de şahit olabiliriz. Çünkü insan aklı birkaç adım sonrasını veya birkaç değişkeni düşünebilirken ekoloji çok değişkenli ve çok adımlı karmaşık bir sistemdir.
Spoiler Bitti
Kitabın, distopya vurgularını gördükçe George Orr’un aslında George Orwell’e, belki zorlarsak William Haber’ın da ünlü filozof Jürgen Habermas’a gönderme olduğunu düşünebiliriz. Le Guin mutlaka bunu düşünmüştür 🙂
Kitap, etkileyici kurgusu ve hayal gücünü harika bir şekilde yansıtan yazarın kalemi ile bambaşka bir kimliğe sahiptir. Psikoloji ve bilimkurgu sevenlerin kaçırmamasını tavsiye ederim.
Kitaptan Alıntılar
“Geriye kalan yegane sağlam bölme duvarları, beynin içinde olanlardı”
“Amaç aracı mazur gösterir. Ama ya amaç diye bir şey yoksa? Tek sahip olduğumuz araçsa?”
“Kim insanlığın iyiliğini gözeten rüyalar görür ki?”
“Hayatın kendisi, kaybedeceğini bile bile, her şeye rağmen girilen büyük bir kumar zaten.”
Kitap Tecrübem
Rüyanın Öte Yakası, Metis Yayınları tarafından basılan bir kitap. 2011 yılında Türkçeye çevrilmiş. Elimdeki baskısı Şubat 2018 basımı. Kitabın orijinal adı The Lathe of Heaven. 216 sayfadan oluşan kitap kısa sürede okunup bitirilebilecek bir eser olmuş. Hiçbir dizgi hatası ve imla hatasına denk gelmedim. Çeviri de gayet iyi olmuş.
Kitabı Metis Yayınları internet sitesinden inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.
YOUR COMMENT