Sinemayı sanat haline getiren, anlattığı ve muhatabının bundan aldığıdır. Piyasanın “ucuz” filmlerini düşününce, bir şey anlatma kaygısı olmayan, CGI’dan geçilmeyen, bir kere daha izleme isteği doğurmayan filmler birer sanat eseri değilken, neredeyse üzerinden yüz yıl geçmiş filmler ortaya koydukları ile bu payeye hak kazanabilirler. Çünkü anlattıkları ve karşısındakilere hissettirdikleri vardır. Sonuçta sanat bir toplumu fikirle yoğurup o topluma yön vermek üzerine ortaya eser koymaktır. Avrupa’nın rönesansını sanat başlatmıştır. Sanat konusunu deşmeden, asıl konuya gelmek istiyorum. Holywood’dan çıkan filmlerin büyük bir bölümü sanat eseri kategorisine giremiyor maalesef. Bunda maddi kazancın büyük etkisi var tabii ki. Ama arada sırada çıkan eserler de sağlam eserler oluyor. Son zamanlarda izlediğim en gerçekçi “hayat yansıtması” olan filmlerden birisi de benim için sanat eseri kategorisinde bulunuyor. Çünkü anlattığı şeyleri kör göze parmak şeklinde değil, alttan alta işleyerek ve gerçek hayatı resmederek anlatmış. Three Billboards Outside Ebbing, Missouri filminden bahsediyorum. Bir annenin adalet arayışı ve yaptığı ufacık bir şeyin sebep olduklarını bize anlatan naif bir eser.
Adaletin Kıyısında
Film, kızını çok kötü bir şekilde kaybeden bir annenin ve onun yaşadığı ufak kasabanın hikayesini anlatıyor bizlere. Ama gerçek dünyanın bir modeli gibi. Hayatın gerçeklerini, karakterlerin gerçeklikleri, senaryonun mükemmelliği ve sanki yaşanıp devam ediyormuş gibi anlatmasıyla bizlere sunuyor Three Billboards Outside Ebbing, Missouri. Kızı çok kötü bir cinayete kurban gitmiş kızı için adalet arayışında olan Mildred‘ın (Frances McDormand) hikayesi etrafında şekilleniyor. Üzerinden 7 ay geçmiş cinayette polis bir ilerleme kaydedememişken Mildred buna dayanacak noktayı çoktan geçmiş ve polisi harekete geçirecek bir fikir bulmuştur: Kasabanın artık kullanılmayan çıkışında bulunan üç adet reklam panosunu kiralamak. Bu reklam panolarına yazdıkları ile önce polisi, sonra medyayı, en son olarak da kasaba halkını galeyana getiren Mildred tüm olayların fitilini ateşlemiştir aslında.
Şehrin Çıkışındaki Üç Reklam Panosu
Üç adet reklam panosu ile başlayan hikaye bambaşka noktalara kadar gidecek ama dokunduğu her şeyde insanın dünyadaki konumuna ve yaptıklarına bir ayna tutacaktır. Three Billboards Outside Ebbing, Missouri dediğim gibi bir dünya modelidir. Yaşanabilecek şeyleri, sıradanlaşmayı, vurdumduymazlığı, adaletsizliği, suçun suçlunun yanına kar kalmasını, ırkçılığı, intikamı, psikolojiyi ve genel bir çerçeve ile sosyolojiyi sunmuştur bizlere. Hayat, öyle sanıldığı gibi iyinin kazandığı değil, birbirine bağlı birçok olayın neticesinde bir karmaşanın dünyasıdır aslında.
Gelip geçenler, iz bırakanlar, adı bile duyulmayanlar, yok olup gidenler, haksızlığa uğrayanlar, umutsuzluğa düşenler, yaptıkları yanına kar kalanlar ve cezasını çekenler… Her şey bizi anlatmaktadır aslında. Bu da filmi, aksiyon sever odaklanamaz gençliğe sıkıcı gelse de, odaklanıp anlam çıkarmak isteyenlere bir altın haline getirmektedir.
Günümüzün en büyük problemi hazır fikirleri kabul etmek, düşünmek için çaba sarfetmemek, odaklanamamak, hayatı okumamaktır. Bu problemlere sahip olanlar bu filmden hiçbir şey anlamazlar. Ama bu hastalıklardan uzak olan kimseler hayatın her alanına dokunan bir şeylerden muhakkak istifade ederler. Three Billboards Outside Ebbing, Missouri bunu sağlayan bir eser olmuş. Yönetmen ve senarist Martin McDonagh daha önceki eserlerinde gösterdiği performansı bu filmde de göstermiş. Ortaya da ödülleri toplayan, büyük ödüllere adaylığı bulunan bir film çıkmış.
Bu Kısım Spoiler İçerir
Three Billboards Outside Ebbing, Missouri filmi, adalet arayışında bulunan anne hikayesi ile az da olsa Law Abiding Citizen’a benzemiş ama ondan ayrıldığı bir nokta var. Konu tecavüze uğrayıp öldürülen kızın katillerinin ortaya çıkması ile neticelenmiyor. Hatta failler bulunamıyor bile. Ama alınan bir karar ile değişen hayatlar konu edilmiş. Kasabanın kanserli polis şefi Willoughby, ırkçı tavırları bulunan asi polis Dixon, kızını kaybeden Mildred ve ABD’nin taşrasında yaşanan ve değişen hayatlar… O kadar normal bir anlatımla, o kadar normal bir olayı bizlere sunuyor ki bu film, bir katalizör gibi hayatları değiştiren kararların önünde sonunda hiçbir şeye derman olmadan hayatlarımızdan çıkıp gitmesini öyle bir anlatıyor ki, gerçek hayat bundan ibarettir diyebiliyorsunuz. Aslında yönetmen, üç adet reklam panosu ile üç kişiyi anlatmaya çalışmış: Olayın mağduru anne Mildred, hiçbir şey yapmayan polis Dixon ve failleri ortaya çıkaramayan karakolun şefi Willoughby. Filmin tam ortasında, her ne kadar kendisi kabul etmese de, kanserinden dolayı az ömrü kalan Willoughby kendisini öldürürken, arkasında bıraktığı üç mektup ile hayatları da normal seyrine sokmuş. Yine bir hayat katalizörü ve unutulup giden detaylar…
Film, hem psikolojiye hem de sosyolojiye dair birçok detay barındırmaktadır. Ne olursa olsun arkadaşlarını korumaya çalışan kişiler, tadımız kaçmasıncı ortayolcular, “anarşiklik mi çıkaracan” diyen olaylarla alakasız yöre halkı, adalet sistemini intikam için kullanan polisler, her ne olursa olsun çizgisini bozmayanlar, sessiz “sıkılmışlar”, idare ediciler, kıyıda köşede kalmış sırtlanlar, kısacası insanı resmetmiştir bu film. Her detayıyla katıksız bir insan portresidir.
Three Billboards Outside Ebbing, Missouri keskin olmayan değişimleri bize sunarken gerçeklikten çok sapmamış, tipik bir dünya resmi çizmiş. Bu kadar adaylığı da haliyle boşuna değil. Film, sonu ile sıradan sinemaseverlerin beklentilerini karşılamayabilir ama senaryo ve hikayeye odaklananlar için kıymetli bir şekilde bitirilmiştir. Oyunculuklar, hikaye, senaryo, müzikler harika. Kısacası film aslında hayatın kısa bir yansıması. Çünkü o kadar gerçekçi ki, olayın bir yerlerde devam ettiğini, faillerin bulunamadığını, adalet ararken intikama bulanan Mildred’ın suçlarının cezasını çektiğini ve bunun gibi birçok detayı yaşanıyor gibi hissettirmektedir bizlere.
Spoiler Bitti
Sinema sanatından beklentiniz mutlu sonlar, plot twist’ler, aksiyon, macera vb. ise bu filmin size anlatacağı hiçbir şey yok. Ama hikaye ve senaryo, oyunculuk, gerçeklik ilginizi çekiyorsa size çok iyi 2 saat geçirtecektir bu film.
Filme 10 üzerinden 8 verdim. IMDB puanı da 8.3 seviyesinde. 2018 Oscar ödül töreninde de en az üç adet ödül kazanacağını düşünüyorum.
Fragmanı İzleyebilirsiniz.
YOUR COMMENT