Kanaat önderi tabiri, belirli bir grup veya topluluğa belirli bir konuyu aktaran ve onlara anladığı dilde anlatan kişilere denir. Bir siyasi hareketin lideri, bir şeyh, bir aşiret reisi bu kategoriye girebilir. Günümüzde daha çok dini gruplar ve feodal toplulukların başındaki kişilere bu sıfat uygun görülmektedir. Kanaat önderinin en önemli özelliği, lideri olduğu grubun yaşayış tarzını benimsemesidir. Yani bir fikir adamı kanaat önderi kategorisine girmez. Çünkü onun fikirlerine her kesimden saygı duyan ve fikirlerini benimseyenler vardır ama o belirli bir grup gibi yaşamaz. Buraya kadar bir tanımlama yapmak istedim. İletişim araçlarının gelişmesi ve insanları etkileyen kişilerin artık dijital ortamlardan zuhur etmesini düşünürken, bugün “fenomen” dediğimiz kişilerin aslında birer “dijital kanaat önderi” olduklarına kanaat getirdim. Fakat, bu kanaat önderliği tabii ki suni bir durum ve insanları olumluya değil çoğu zaman olumsuza yöneltmektedir.
İnternet İnsanları Etkiliyor!
Türkiye’de sosyal medyanın patlama yaptığı yıl 2009’dur. Birçok kişi 2006-2010 dönemleri arasında evine internet hattı almış ve ADSL ile tanışmıştı. Dünyada sosyal medyanın yaygınlaşması da aynı yıllara tekabül ediyordu. Biz, Facebook’ta takılırken bir anda hayatımıza Twitter girivermişti o sene. 2009 yılı bu bakımdan çok önemli bir yıl çünkü Türkiye’de hem internetin hem de medyanın büyük dönüşümü bu tarihe denk gelmektedir. İnternet artık herkeste varken, internette “üretici” pozisyonuna geçiş de yine bu zamana denk gelmektedir. Bunu da sağlayan aslında Twitter gibi sosyal medya platformları oldu. Tabii ki, bir yerde birileri bir şey konuşuyorsa orada en fazla dinlenen ve sesi en fazla çıkan insanlar da ortaya çıkacaktır. Burada da böyle bir durum gerçekleşti ve ülkemiz uzun bir aradan sonra internet meşhurlarına kavuştu. Hatırlarsanız ilk meşhurumuz İnternet Mahir‘di. Ondan seneler sonra yine internet meşhurlarımız ortaya çıktılar ama bu sefer onlara bir sıfatı uygun gördük: Fenomen.
Fenomen kavramını bizim dışımızda bu anlamıyla kullanan bir millet var mıdır bilmiyorum. Fakat Twitter Fenomeni olarak uygun görülen bu sıfat zamanla fenomene dönüştü ve bazıları müstehzi bir biçimde “feno” da demeye başladılar. Her ne kadar alay da etsek, fenomen diye tabir edilen bu kişiler etraflarına binlerce kişiyi toplamaya başladılar. Sözleriyle kitleleri etkiliyorlar ve binlerce beğeni ve retweet alıyorlardı. Günümüzde artık farklı isimlere dönüşüp farklı kategorilerde ortaya çıkmalarına rağmen hala bu kişiler çok önemliler. Bugün “Youtuber”, “Influencer” gibi isimlerle farklılaştırılan bu tip insanlar bittabii insanların fikirlerini etkilemeye de başladılar. İşte bu kişileri ben dijital kanaat önderi olarak görmeye başladım. Dijital kanaat önderi derken onların durumlarını göz önünde bulunduruyorum tabii ki. Yazının başında kanaat önderinin belirli bir grubun lideri olduğunu ve onlar gibi yaşayıp onların düşüncelerine yön verdiğini söylemiş, yazarlar gibi fikir insanlarının bu kategoriye girmediklerinden bahsetmiştim. Fakat yazımın devamında fenomen diye tabir edilen insanları kanaat önderiymiş gibi anlatmaya başladım. Burada bir çarpıklık yok aslında. Anlatmak istediğimi birazdan daha iyi anlayacaksınız.
Yüzlerce Dijital Kanaat Önderi Doğuyor
İnternette kendisine bir grup oluşturup bu grubun fikirlerine ve hayatlarına yön veren insanlar çok nadirdir. Bu kişiler muhakkak gerçek hayatta da bu insanlara dokunabilen kişilerdir. Fakat, özellikle şu günlerde Youtuber diye tabir edilen internet ünlülerinin ergenlik çağındaki gençleri ve hatta çocukları etkilediklerini düşününce, bu kişilerin birer kanaat önderi olabileceklerini düşündüm. Fakat, gerçek anlamıyla bir kanaat önderi değil, kanaat inşaacısı diyebilirim bu kişiler için. Gençler üzerindeki etkisi, bugüne kadar hiçbir ideolojinin yapamadığı kadar olan bu kişiler, zamanında ideolojik liderlerin üstlendiği görevi üstlenmektedirler. Bu görev gençlere rol model olmaktır. Dijital Kanaat Önderi diye tabir ettiğim kişiler gençlere rol model oluyorlar ve bunları denetleyen, uyaran hiçbir kurum bulunmuyor. Denetimsiz bir gücün gelecek adına ne gibi sonuçlar doğuracağı ise meçhul. Fakat burada “bunlar muhakkak kontrol altına alınmalı ve içerikleri sansürlenmeli” demek de istemiyorum. Bu insanların, kendisini rol model olarak seçen gençlere aktardığı abuk sabuk fikirler elbette hoşuma gitmiyor ama bunların tamamen bir merkezin kontrolünde olmasını da istemiyorum. İnternet bir demokrasi alanıysa, bu tip kişilerin karşılarına yasak duvarları değil rakip çıkarılmalıdır.
Mesela, Enes Batur örneğini ele alalım. Bugün belki de yüzbinlerce genci etkileyen bu kişiler geleneksel medyanın da pohpohlamasını arkalarına alarak milyonlarca aboneye ulaşabiliyorlar. Burada, bunları sürekli takip eden ve hiçbir videosunu kaçırmayan gençler de onların fikirlerinin birer takipçisi oluyor veya onlar gibi yaşamaya başlıyor. Yani, bu tip “kanaat önderleri”nin arkasında bir “güç” olmasa bile, etkileme güçleriyle gençleri bambaşka noktalara sürükleyebiliyorlar. Sokağa gönderdiğimiz çocuğumuzu sürekli kontrol ederken internette neler yaptığına dahi bakmıyor, bırakın bakmayı merak dahi etmiyoruz. Bunun sonucu olarak da pasif fikir edinmeye maruz kalan genç beyinler bir meşhurun peşinde sürüklenip gidiyorlar.
Aynı şekilde Instagram’da da “Influencer” denilen meşhurlar insanlara bambaşka bir hayat hayalini empoze ediyorlar. Bir başarısı, sanatsal bir yönü, farklı bir bakış açısından ziyade arabaları, zengin yaşamı, şöhreti ve laf sokmalarıyla insanları peşinden sürükleyen influencer’lar belki de takipçilerinde aşağılık duygusu uyandırıyor ya da bu tip bir hayata ulaşmak için gayrımeşru yollara yönelmeleri fikirlerini kafalarında doğuruyorlar. Sonuçta bu insanların yaşam tarzlarına erişebilmek herkes için mümkün değil. Mümkün olması için de illegal yöntemler gerekebiliyor.
Fakat, buraya kadar bu dijital kanaat önderlerinin olumsuz yönlerini sayarken bunların olumlu taraflarına hiç değinmedik. Youtube içerisinde “çölde bir vaha gibi” olan Barış Özcan‘ın harika bir kanaat önderi olduğunu düşünüyorum. Hikaye anlatıcısı olarak başladığı Youtuber’lık serüveninde bambaşka noktalara ulaşan ve insanlara bilgi vermek amacıyla başka kanalların kurulmasına bile öncülük eden bu Youtuber’ımız, kalitenin ne kadar elzem bir şey olduğunu bir kere daha hatırlattı bize. Her ne kadar “dark side”daki rakiplerine nazaran düşük izlenme ve abone sayısı olsa da azımsanmayacak kadar büyük bir kitleye hitap ediyor. Ve eminim ki, gerçek hayattaki kanaat önderi tanımının uyduğu nadir kişilerden birisidir.
Dijital kanaat önderi dediğim kişiler çoğunluğu olumsuz olmak üzere milyonlarca insanı etkilemektedirler. Etkiledikleri ve kendileri gibi düşündürdükleri için bir gruba sahip oldular ve o gruba birer lider oldukları için de kanaat önderi oluverdiler. Bu kişilerin yararları veya zararları noktasında herkes düşünmeli, imkanı olan kişiler rakip olarak karşılarına çıkmalı ve her şeyi söyleme özgürlüğünün bir sınırının olduğu ve söylerken en iyi şeyi söylemenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmalıdır. Bu şekilde bilgi çağında ön sıralara geçebiliriz. Yoksa, malayani işler ve boşa zaman harcamalarla potansiyelimizi tüketecek ve karanlık bir geleceğe doğru yol alacağız.
YOUR COMMENT